Forex Sözlüğü: Yeni Başlayanlar İçin Temel Terimler Rehberi
Finans piyasaları içerisinde kendine önemli bir yer edinen Forex piyasası, küresel çapta en büyük ve en likit finansal piyasalardan biridir. Ancak bu piyasada başarılı olmak, doğru adımları atmak ve bilinçli kararlar vermek için öncelikle temel kavramlara hâkim olmak gerekir. Özellikle yeni başlayan bireysel yatırımcılar için bir `forex sözlüğü` niteliği taşıyan bu rehber, karmaşık gibi görünen terimleri anlaşılır bir dille açıklayarak, piyasanın işleyişini kavramanızı ve yatırım yolculuğunuza sağlam bir başlangıç yapmanızı hedeflemektedir.
Bu makalede, Forex piyasasında sıkça karşılaşacağınız temel terimlerin anlamlarını, nasıl işlediklerini ve sizin yatırım kararlarınızı nasıl etkileyebileceklerini detaylıca inceleyeceğiz. Finansal okuryazarlığınızı artırarak, Forex piyasasında daha bilinçli ve güvenli adımlar atmanızı sağlayacak bu kapsamlı kılavuzu dikkatle okumanız, başlangıç seviyesindeki yatırımcılar için büyük önem taşımaktadır. Unutmayın, bilgi en değerli sermayenizdir.
İçindekiler:
- Forex Piyasasına Giriş: Temel Kavramlar
- Temel İşlem Terimleri
- Piyasa Analizi ve Emir Türleri
- Risk Yönetimi ve Güvenlik
- Aracı Kurumlar ve Hesap Tipleri
- Forex’te Sıkça Karşılaşılan Diğer Terimler
Forex Piyasasına Giriş: Temel Kavramlar
Forex piyasasının temellerini anlamak, bu dinamik ortamda başarılı bir şekilde hareket etmenin ilk adımıdır. Bu bölümde, piyasanın ne olduğu, hangi temel unsurlardan oluştuğu ve işlemlere başlamadan önce bilmeniz gereken en temel kavramlar açıklanacaktır.
Forex (FX) Nedir?
Forex (Foreign Exchange), bir ülkenin para biriminin başka bir ülkenin para birimi ile değiştirildiği küresel bir piyasadır. Bu piyasa, bankalar, kurumsal yatırımcılar, merkez bankaları ve bireysel yatırımcılar arasında döviz alım satımının yapıldığı, merkezi olmayan bir yapıya sahiptir. Günlük işlem hacmi trilyonlarca doları bulan Forex, dünyanın en büyük ve en likit finansal piyasasıdır.
Bu piyasanın temel amacı, farklı para birimleri arasındaki döviz kurlarındaki değişimlerden faydalanarak kar elde etmektir. Örneğin, Türk Lirası’nın Amerikan Doları karşısında değer kazanacağını düşünen bir yatırımcı, Dolar satıp Türk Lirası alabilir. Beklentisi gerçekleşirse, Türk Lirası’nı tekrar Dolara çevirerek kar elde edebilir.
Forex piyasası, hafta içi 24 saat açıktır. Pazartesi sabahı Avustralya’da açılan piyasalar, Cuma akşamı New York’ta kapanana kadar kesintisiz devam eder. Bu durum, dünyanın farklı coğrafyalarındaki finans merkezlerinin birbirini takip eden mesai saatleri sayesinde gerçekleşir. Londra, New York, Tokyo, Frankfurt ve Sydney gibi büyük finans merkezleri, piyasanın dinamizmini sağlar.
Para Birimi Çiftleri
Forex piyasasında işlemler, tek bir para birimi üzerinden değil, her zaman iki para biriminin oluşturduğu çiftler halinde yapılır. Bu çiftler, hangi para biriminin diğerine karşı değerlendiğini veya değer kaybettiğini gösterir. Bir para birimi çiftinde ilk yazılan para birimine baz para birimi, ikinci yazılan para birimine ise karşıt (kotasyon) para birimi denir.
Örneğin, EUR/USD paritesinde Euro baz para birimi, Amerikan Doları ise karşıt para birimidir. Bu parite, 1 Euro’nun kaç Amerikan Doları ettiğini gösterir. EUR/USD paritesinin fiyatının 1.1000 olması, 1 Euro’nun 1.1000 Amerikan Doları’na eşit olduğu anlamına gelir. Para birimi çiftleri genellikle üç kategoride incelenir:
* Majör Para Birimi Çiftleri: En çok işlem gören ve en likit çiftlerdir. Amerikan Doları’nın (USD) diğer büyük para birimleriyle (Euro EUR, Japon Yeni JPY, İngiliz Sterlini GBP, İsviçre Frangı CHF, Kanada Doları CAD, Avustralya Doları AUD, Yeni Zelanda Doları NZD) oluşturduğu çiftlerdir. Örneğin EUR/USD, USD/JPY, GBP/USD.
* Minör Para Birimi Çiftleri (Çapraz Pariteler): Amerikan Doları’nın bulunmadığı ancak majör para birimlerinin kendi aralarında oluşturduğu çiftlerdir. Örneğin EUR/GBP, EUR/JPY, GBP/JPY. Bu çiftler genellikle majörlerden daha az likittir.
* Egzotik Para Birimi Çiftleri: Genellikle bir majör para birimi ile gelişmekte olan bir ülkenin para biriminin oluşturduğu çiftlerdir. Örneğin USD/TRY (Türk Lirası), USD/MXN (Meksika Pezosu). Bu çiftler, majörlere ve minörlere göre daha az likit ve daha yüksek volatiliteye sahip olabilir. Bu nedenle yeni başlayan yatırımcıların egzotik para birimi çiftlerinde işlem yaparken daha dikkatli olmaları önerilir.
Baz Para Birimi ve Karşıt Para Birimi
Bir para birimi çiftinde ilk sırada yer alan para birimine baz para birimi denir. Bu, işlem yaptığınızda alıp sattığınız ana birimdir. İkinci sırada yer alan para birimi ise karşıt para birimi olarak adlandırılır. Karşıt para birimi, baz para biriminin değerinin ne kadar olduğunu gösterir.
Örnek olarak, USD/JPY paritesini ele alalım. Burada Amerikan Doları (USD) baz para birimi, Japon Yeni (JPY) ise karşıt para birimidir. Eğer bu paritenin fiyatı 135.00 ise, bu durum 1 Amerikan Doları’nın 135 Japon Yeni’ne eşit olduğu anlamına gelir.
Bir alım (long) pozisyonu açtığınızda, baz para birimini satın alıp karşıt para birimini satmış olursunuz. Örneğin, EUR/USD alım pozisyonu açtığınızda Euro alıp Dolar satmış olursunuz, beklentiniz Euro’nun Dolar karşısında değer kazanmasıdır. Tersine, bir satış (short) pozisyonu açtığınızda, baz para birimini satıp karşıt para birimini almış olursunuz. USD/JPY satış pozisyonu açtığınızda, Dolar satıp Yen almış olursunuz, beklentiniz Dolar’ın Yen karşısında değer kaybetmesidir.
Pip (Point in Percentage)
Pip, Forex piyasasında bir para birimi çiftinin değerindeki en küçük fiyat değişim birimini ifade eder. Çoğu para birimi çiftinde pip, dördüncü ondalık basamakta yer alır. Örneğin, EUR/USD paritesinin 1.1050’den 1.1051’e yükselmesi, 1 pip’lik bir artış anlamına gelir.
Japon Yeni (JPY) içeren para birimi çiftlerinde ise pip genellikle ikinci ondalık basamakta yer alır. Örneğin, USD/JPY paritesinin 135.00’den 135.01’e yükselmesi, 1 pip’lik bir değişimi ifade eder. Bazı aracı kurumlar, daha hassas fiyatlandırma sunmak için pip’in onda biri anlamına gelen “pippet” veya “fraksiyonel pip” kullanır.
Pip’in değeri, işlem büyüklüğünüze (lot) ve işlem yaptığınız para birimi çiftine göre değişiklik gösterir. Pip değeri, bir pozisyonun ne kadar kar veya zarar ettiğini hesaplarken kritik bir rol oynar. Bu nedenle, her yatırımcının pip hesaplamasının nasıl yapıldığını ve bunun kendi işlemleri üzerindeki etkisini anlaması önemlidir. Bu temel `forex sözlüğü` terimi, kar ve zarar hesaplamalarınızın temelini oluşturur.
Lot
Lot, Forex piyasasında yapılan işlemlerin büyüklüğünü ölçmek için kullanılan standart bir birimdir. Standart bir lot genellikle 100.000 birim baz para birimine karşılık gelir. Ancak piyasada farklı büyüklüklerde lotlar da bulunur:
* Standart Lot: 100.000 birim baz para birimi.
* Mini Lot: 10.000 birim baz para birimi.
* Mikro Lot: 1.000 birim baz para birimi.
* Nano Lot: 100 birim baz para birimi (Bazı aracı kurumlarda bulunur).
Lot büyüklüğü, her pip hareketinde elde edeceğiniz karı veya katlanacağınız zararı doğrudan etkiler. Örneğin, bir standart lot EUR/USD işlemi yapıyorsanız ve EUR/USD 1 pip yükselirse, yaklaşık 10 USD kar elde edersiniz (EUR/USD’de 1 pip değeri genellikle 10 USD’dir). Aynı durumda bir mikro lot işlem yapıyorsanız, 1 pip hareketi size yaklaşık 0.10 USD kazandırır veya kaybettirir.
Yatırımcılar, risk toleranslarına ve hesap büyüklüklerine göre uygun lot büyüklüğünü seçmelidirler. Yeni başlayan yatırımcıların genellikle daha küçük lotlarla (mikro veya mini lot) başlamaları ve piyasayı deneyimledikçe işlem büyüklüklerini artırmaları önerilir. Bu yaklaşım, sermayenizi korumak ve piyasanın dinamiklerine daha az riskle adapte olmak için önemlidir.
Spread
Spread, bir para birimi çiftindeki alış (bid) fiyatı ile satış (ask) fiyatı arasındaki farktır. Forex piyasasında bir aracı kurumun işlem açma karşılığında aldığı komisyon veya ücret olarak da düşünülebilir. Her Forex işleminde spread, yatırımcının doğrudan maliyetidir.
* Alış (Bid) Fiyatı: Bir aracı kurumun bir para birimi çiftini sizden satın almayı teklif ettiği fiyattır. Yani, baz para birimini satmak istediğinizde kullanacağınız fiyattır.
* Satış (Ask) Fiyatı: Bir aracı kurumun bir para birimi çiftini size satmayı teklif ettiği fiyattır. Yani, baz para birimini almak istediğinizde kullanacağınız fiyattır.
Siz bir alım pozisyonu açtığınızda (buy), ask fiyatından işlem yaparsınız ve pozisyonu kapatırken bid fiyatından satarsınız. Bir satış pozisyonu açtığınızda (sell), bid fiyatından işlem yaparsınız ve pozisyonu kapatırken ask fiyatından alırsınız. Pozisyonu açtığınız anda, spread kadar bir eksiyle başlarsınız. Kar elde etmeye başlamak için, fiyatın spread miktarını aşacak kadar lehinize hareket etmesi gerekir.
Spread, piyasa koşullarına göre değişiklik gösterebilir. Yüksek likiditeye sahip majör çiftlerde spreadler genellikle çok düşüktür. Ancak haber olayları, düşük likidite dönemleri veya egzotik çiftlerde spreadler genişleyebilir. Genişleyen spreadler, işlem maliyetlerinizi artıracağı için dikkatli olunması gereken bir durumdur. Aracı kurum seçerken spread oranları da önemli bir kriterdir.
Temel İşlem Terimleri
Forex piyasasında emir vermek, pozisyonları yönetmek ve kar/zarar durumunuzu takip etmek için belirli işlem terimlerini anlamanız elzemdir. Bu bölüm, piyasada aktif olarak işlem yaparken karşılaşacağınız temel kavramları açıklamaktadır.
Kaldıraç (Leverage)
Kaldıraç, Forex piyasasının en çekici ancak aynı zamanda en riskli özelliklerinden biridir. Yatırımcılara, sermayelerinin çok daha üzerinde bir işlem hacmiyle pozisyon açma imkânı sunar. Örneğin, 1:100 kaldıraç kullanıyorsanız, 1.000 USD’lik bir sermaye ile 100.000 USD değerinde bir pozisyon açabilirsiniz.
Kaldıraç, hem potansiyel karları hem de potansiyel zararları büyütme kapasitesine sahiptir. Küçük bir sermaye ile büyük pozisyonlar açarak önemli kazançlar elde etme fırsatı sunarken, piyasanın tersine hareket etmesi durumunda sermayenizin tamamını çok hızlı bir şekilde kaybetme riskini de beraberinde getirir.
Uyarı: Kaldıraç, yüksek risk içerir ve özellikle yeni başlayan yatırımcıların bu mekanizmayı çok iyi anlamadan kullanmaması veya düşük kaldıraç oranları tercih etmesi tavsiye edilir. Kaldıraçlı işlemler, sermayenizin tamamını kaybetmenize yol açabilir. Bu nedenle, kaldıraç kullanırken risk yönetimi kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalmak hayati öneme sahiptir. Sermayenizin ne kadarını riske atabileceğinizi ve olası bir ters hareket karşısında ne kadar kayba tahammül edebileceğinizi önceden belirlemeniz gereklidir.
Marjin (Margin)
Marjin, kaldıraçlı işlemler yapabilmeniz için aracı kurumda bloke edilen teminat miktarıdır. Bir pozisyon açtığınızda, toplam işlem büyüklüğünün belirli bir yüzdesi kadar marjin hesabınızdan bloke edilir. Bu bloke edilen miktar, pozisyonunuz açık kaldığı sürece kullanılabilir bakiyenizden düşülür.
* Gerekli Marjin (Required Margin): Bir pozisyonu açmak için bloke edilen minimum teminat miktarıdır. Kaldıraç oranına ve işlem büyüklüğüne göre değişir. Örneğin, 1:100 kaldıraçla 100.000 USD’lik bir işlem için 1.000 USD marjin gerekir (100.000 / 100 = 1.000).
* Kullanılabilir Marjin (Free Margin): Henüz bir pozisyonda kullanılmamış olan ve yeni pozisyonlar açmak için kullanılabilecek sermayenizdir. Hesap bakiyenizden kullanılan marjin çıkarıldığında kalan miktardır.
* Marjin Seviyesi (Margin Level): Öz sermayenizin (Equity) kullanılan marjine bölünmesiyle elde edilen yüzdesel bir değerdir. Marjin seviyesi düştükçe, aracı kurumunuzdan marjin tamamlama çağrısı (Margin Call) alma riskiniz artar.
Uyarı: Marjin Call, hesabınızdaki sermayenin, açık pozisyonlarınızı sürdürmek için yeterli teminatı sağlamaması durumunda aracı kurumunuzun gönderdiği uyarıdır. Bu durum genellikle marjin seviyesinin belirli bir eşiğin altına düşmesiyle tetiklenir. Eğer marjin çağrısına yanıt verilmez ve hesap bakiyesi daha da düşerse, aracı kurum pozisyonlarınızı otomatik olarak kapatabilir (Stop Out) ve sermayenizin bir kısmını veya tamamını kaybetmenize neden olabilir.
Alış (Long) ve Satış (Short) Pozisyonları
Forex piyasasında iki ana pozisyon türü bulunur:
* Alış Pozisyonu (Long Position): Bir para birimi çiftinde baz para biriminin değer kazanacağı beklentisiyle açılan pozisyondur. Örneğin, EUR/USD alım (long) pozisyonu açtığınızda, Euro’nun Amerikan Doları karşısında değer kazanmasını beklersiniz. Eğer Euro beklendiği gibi değer kazanırsa, pozisyonunuz kar yazar. Bu, temel olarak bir döviz kurunun yükseleceği üzerine yapılan bir bahistir.
* Satış Pozisyonu (Short Position): Bir para birimi çiftinde baz para biriminin değer kaybedeceği beklentisiyle açılan pozisyondur. Örneğin, USD/JPY satış (short) pozisyonu açtığınızda, Amerikan Doları’nın Japon Yeni karşısında değer kaybetmesini beklersiniz. Eğer Dolar beklendiği gibi değer kaybederse, pozisyonunuz kar yazar. Forex piyasasının en önemli özelliklerinden biri de piyasa düşerken bile para kazanma imkânı sunmasıdır.
Bu iki pozisyon türü, piyasanın her iki yönünde de işlem yapmanıza olanak tanır. Bir yatırımcı olarak piyasa beklentinize göre ister yükseliş, ister düşüş yönlü işlem açabilirsiniz. Bu esneklik, Forex piyasasını diğer bazı finansal piyasalardan ayıran önemli bir özelliktir. Ancak, her iki pozisyon türü de kendi risklerini taşır ve piyasa beklentinizin tersine hareket etmesi durumunda kayıplarla sonuçlanabilir.
Swap (Taşıma Maliyeti)
Swap, Forex piyasasında açık kalan pozisyonlar için gecelik olarak uygulanan faiz farkı maliyetidir. İşlemler genellikle 2 gün valörlü (takas günü) olarak kabul edildiğinden, bir pozisyonu gün sonu (genellikle New York saatiyle 17:00 veya Türkiye saatiyle gece yarısı) sonrası açık tuttuğunuzda, taşıma maliyeti veya geliri yansıtılır. Bu işlem, aracı kurumlar aracılığıyla gerçekleşir.
Swap, işlem yapılan para birimi çiftindeki iki para biriminin merkez bankalarının faiz oranları arasındaki farktan kaynaklanır. Yüksek faiz oranına sahip para birimini aldığınızda ve düşük faiz oranına sahip para birimini sattığınızda pozitif swap geliri elde edebilirsiniz. Tersi durumda ise negatif swap maliyetine katlanmanız gerekir.
* Pozitif Swap: Gecelik pozisyon tutma karşılığında hesabınıza yansıtılan ek gelir.
* Negatif Swap: Gecelik pozisyon tutma karşılığında hesabınızdan düşülen maliyet.
Çarşamba gecesi, çoğu aracı kurumda üç günlük swap uygulanır. Bu, hafta sonu tatilini (Cumartesi ve Pazar) telafi etmek amacıyla yapılır. Swap oranları, aracı kuruma ve para birimi çiftine göre değişiklik gösterebilir ve şeffaf bir şekilde aracı kurumların web sitelerinde yayınlanmalıdır. Uzun vadeli işlem stratejileri uygulayan yatırımcılar için swap maliyetleri veya gelirleri, toplam kar/zarar üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.
Rollover (Devir İşlemi)
Rollover, Forex piyasasında açık olan pozisyonların bir sonraki işlem gününe taşınması işlemidir. Her günün sonunda (genellikle piyasanın New York saatiyle kapandığı an), tüm açık pozisyonlar otomatik olarak kapatılıp hemen aynı fiyattan yeniden açılır. Bu devir işlemi sırasında, önceki bölümde bahsedilen swap (gecelik faiz farkı) maliyeti veya geliri hesaplara yansıtılır.
Rollover işlemi, vadeli işlem piyasalarından farklı olarak, Forex piyasasında pozisyonlarınızı istediğiniz kadar açık tutabilmenize olanak tanır. Yani, pozisyonunuzun vadesi bitmez, sürekli olarak bir sonraki güne taşınır. Bu sayede yatırımcılar, kısa vadeli fiyat hareketlerinden olduğu kadar, uzun vadeli trendlerden de faydalanabilirler.
Ancak, rollover işlemi sırasında uygulanan swap maliyetlerinin veya gelirlerinin, uzun vadeli pozisyonlarda birikerek toplam kar veya zararınızı etkileyebileceğini unutmamak önemlidir. Özellikle negatif swap oranlarına sahip pozisyonları uzun süre açık tutmak, kümülatif bir maliyete yol açabilir. Dolayısıyla, uzun vadeli stratejiler geliştiren yatırımcıların swap oranlarını ve rollover etkilerini hesaplamalarına dahil etmeleri gerekmektedir.
Piyasa Analizi ve Emir Türleri
Forex piyasasında işlem yaparken doğru kararlar verebilmek için piyasayı analiz etmek ve bu analizler doğrultusunda uygun emir türlerini kullanmak büyük önem taşır. Bu bölümde, piyasa analizinde kullanılan başlıca yöntemler ve en yaygın emir türleri açıklanmaktadır.
Teknik Analiz
Teknik analiz, geçmiş fiyat hareketleri ve işlem hacmi gibi piyasa verilerini inceleyerek gelecekteki fiyat hareketlerini tahmin etmeye çalışan bir analiz yöntemidir. Teknik analistler, grafikler (mum çubukları, çizgi grafikleri vb.), göstergeler (hareketli ortalamalar, RSI, MACD gibi) ve formasyonlar (omuz-baş-omuz, üçgenler vb.) gibi araçları kullanarak piyasa davranışlarındaki kalıpları ve trendleri belirlemeye çalışır.
Teknik analizin temel varsayımı, piyasa fiyatlarının tüm mevcut bilgiyi yansıttığı ve geçmiş fiyat hareketlerinin gelecekteki hareketler hakkında ipuçları verebileceğidir. Bu analiz türü, özellikle kısa ve orta vadeli yatırımcılar tarafından giriş ve çıkış noktalarını belirlemek, trendleri yakalamak ve risk yönetimi stratejilerini uygulamak için yoğun olarak kullanılır. Yeni başlayan yatırımcılar için teknik analizin temel prensiplerini öğrenmek ve basit göstergeleri anlamak, piyasa okuryazarlığını artırmanın önemli bir parçasıdır.
Temel Analiz
Temel analiz, bir ülkenin ekonomik, sosyal ve politik faktörlerini inceleyerek para biriminin gelecekteki değerini tahmin etmeye çalışan bir yöntemdir. Temel analistler, faiz oranları, enflasyon oranları, GSYİH büyümesi, işsizlik oranları, dış ticaret dengesi, merkez bankası politikaları, jeopolitik olaylar ve hükümet açıklamaları gibi ekonomik verileri ve haberleri takip ederler.
Bu analizin temel amacı, bir ülkenin ekonomik sağlığını değerlendirmek ve bu sağlığın ilgili para biriminin değerini nasıl etkileyeceğini anlamaktır. Örneğin, bir ülkenin faiz oranlarının artması beklentisi, o ülkenin para biriminin değer kazanmasına neden olabilir. Temel analiz, genellikle uzun vadeli yatırımcılar tarafından daha geniş resme bakarak trendleri belirlemek için kullanılır. Teknik analizle birlikte kullanıldığında, piyasaya ilişkin daha kapsamlı bir bakış açısı sunabilir ve yatırım kararlarının daha sağlam temellere oturmasına yardımcı olabilir.
Piyasa Emri (Market Order)
Piyasa emri, mevcut piyasa fiyatından anında işlem yapma emridir. Bu emir türünde, belirtilen fiyat garantisi yoktur; emir, piyasadaki en iyi mevcut alış veya satış fiyatından derhal gerçekleştirilir. Özellikle hızlı hareket eden piyasalarda veya önemli haber olayları sırasında, beklenen fiyattan farklı bir fiyatta (kayma/slippage) gerçekleşebilir.
Piyasa emirleri, bir pozisyona hızla girmek veya mevcut bir pozisyonu hemen kapatmak istendiğinde kullanılır. Avantajı, emrin neredeyse anında gerçekleştirilmesidir. Dezavantajı ise, fiyatın tam olarak kontrol edilememesi ve likiditenin düşük olduğu veya volatil piyasalarda beklenenden kötü bir fiyattan gerçekleşme riskidir. Yeni başlayanlar için, piyasa emirlerini kullanırken dikkatli olmak ve büyük haber olayları sırasında ani fiyat hareketlerine karşı hazırlıklı olmak önemlidir.
Limit Emirleri (Limit Order)
Limit emirleri, yatırımcının belirli bir fiyattan veya daha iyi bir fiyattan işlem yapma isteğini belirten emir türleridir. Piyasa emrinin aksine, limit emrinde fiyat garantisi vardır ancak emrin gerçekleşme garantisi yoktur. Eğer piyasa, belirlediğiniz limit fiyata ulaşmazsa, emir açık kalır ve gerçekleşmez.
İki tür limit emri vardır:
* Alım Limiti (Buy Limit): Mevcut piyasa fiyatının altında bir fiyattan alım yapmak için verilen emirdir. Örneğin, EUR/USD 1.1000 iken, 1.0950’den alım yapmak için bir buy limit emri verebilirsiniz. Fiyat 1.0950’ye düşerse, emriniz bu fiyattan veya daha düşük bir fiyattan (genellikle daha iyi bir fiyat) gerçekleşir.
* Satış Limiti (Sell Limit): Mevcut piyasa fiyatının üzerinde bir fiyattan satış yapmak için verilen emirdir. Örneğin, EUR/USD 1.1000 iken, 1.1050’den satış yapmak için bir sell limit emri verebilirsiniz. Fiyat 1.1050’ye yükselirse, emriniz bu fiyattan veya daha yüksek bir fiyattan gerçekleşir.
Limit emirleri, belirli bir fiyat seviyesinden pozisyona girmek veya kar elde etmek için kullanılır. Piyasanın istediğiniz fiyata gelmesini bekleyerek daha disiplinli işlemler yapmanıza olanak tanır ve kötü fiyat kaymasını önler. Bu, özellikle risk yönetiminde ve stratejik giriş/çıkış noktaları belirlemede önemli bir araçtır.
Stop Emirleri (Stop Order)
Stop emirleri, belirli bir fiyat seviyesine ulaşıldığında piyasa emrine dönüşen ve pozisyonu kapatmaya veya yeni bir pozisyon açmaya yarayan emir türleridir. Stop emirlerinin ana amacı, potansiyel kayıpları sınırlamak veya belirli bir fiyattan yeni bir pozisyona girmektir.
İki ana türü vardır:
* Zarar Durdur (Stop Loss) Emri: Mevcut açık bir pozisyondaki potansiyel kayıpları sınırlamak için kullanılır. Eğer piyasa, pozisyonunuzun tersine döner ve belirlediğiniz stop loss seviyesine ulaşırsa, pozisyonunuz otomatik olarak piyasa fiyatından kapatılır. Bu emir, sermayenizi korumanın ve risk yönetiminin en temel aracıdır. Örneğin, EUR/USD’de alım pozisyonu açtıysanız ve fiyat düşüşe geçtiyse, daha fazla zarar etmemek için belirli bir seviyeye stop loss koyabilirsiniz.
* Giriş Durdur (Stop Entry) Emri: Mevcut piyasa fiyatının üzerinde bir alım veya altında bir satış yapmak için kullanılır. Yani, belirli bir fiyat seviyesine ulaşıldığında yeni bir pozisyon açmak için verilir. Örneğin, EUR/USD 1.1000 iken, 1.1050’nin üzerine çıktığında alım yapmak için bir buy stop emri verebilirsiniz. Bu, genellikle bir direnç seviyesinin kırılması veya bir trendin teyit edilmesi durumunda kullanılır.
Stop emirleri, yatırımcının piyasayı sürekli takip etme zorunluluğunu ortadan kaldırarak disiplinli bir işlem stratejisi oluşturmasına yardımcı olur. Ancak, stop emirlerinin de piyasa kayması (slippage) nedeniyle tam olarak belirlenen fiyattan gerçekleşmeme riski bulunduğunu unutmamak gerekir. Volatil piyasalarda veya haber zamanlarında bu durum daha sık yaşanabilir.
Kar Al (Take Profit) Emri
Kar al (Take Profit veya T/P) emri, açık bir pozisyondaki karı belirli bir seviyede otomatik olarak kilitlemek için kullanılan bir emir türüdür. Bu emir, piyasa belirli bir kar hedefine ulaştığında pozisyonu otomatik olarak kapatarak, elde edilen karın piyasa tarafından geri alınmasını önlemeye yardımcı olur.
Kar al emri, bir limit emri gibi çalışır. Yani, piyasa belirlediğiniz kar al seviyesine ulaştığında, pozisyonunuz o fiyattan veya daha iyi bir fiyattan otomatik olarak kapatılır. Bu, yatırımcının işlem planına sadık kalmasını, duygusal kararlar almasını engellemesini ve önceden belirlenen kar hedeflerine ulaşmasını sağlar.
Örneğin, EUR/USD’de 1.1000 seviyesinden bir alım pozisyonu açtınız ve 1.1100 seviyesine kadar yükselmesini bekliyorsunuz. 1.1100’e bir kar al emri koyarak, fiyat bu seviyeye geldiğinde pozisyonunuzun otomatik olarak kapatılmasını sağlayabilirsiniz. Bu sayede, fiyatın daha sonra tersine dönmesi ve kazançlarınızın azalması riskini ortadan kaldırmış olursunuz. Kar al ve zarar durdur emirleri, her işlemin ayrılmaz bir parçası olmalı ve etkin bir risk yönetimi stratejisinin temelini oluşturmalıdır.
OCO (One Cancels the Other) Emri
OCO (One Cancels the Other), iki emrin birbiriyle ilişkilendirildiği özel bir emir türüdür. Bu emirde, emirlerden biri gerçekleştiğinde diğer otomatik olarak iptal edilir. Genellikle, belirli bir varlık için hem alım hem de satış pozisyonu açmak isteyebileceğiniz, ancak yalnızca birinin gerçekleşmesini beklediğiniz durumlarda kullanılır.
En yaygın OCO kullanımı, bir pozisyonda kar al ve zarar durdur emirlerinin birlikte kullanılmasıdır. Örneğin, mevcut bir pozisyonunuz için hem kar al emri hem de zarar durdur emri belirleyebilirsiniz. Bu durumda, fiyat ya kar al seviyenize ulaşır ve pozisyon karla kapanır (ve zarar durdur emri iptal olur) ya da zarar durdur seviyenize ulaşır ve pozisyon zararla kapanır (ve kar al emri iptal olur).
OCO emirleri, stratejik bir fiyat seviyesinin kırılmasını beklerken yeni bir pozisyon açmak için de kullanılabilir. Örneğin, bir direnç seviyesinin kırılması durumunda alım, bir destek seviyesinin kırılması durumunda ise satış yapmak istiyorsunuz. Bu iki senaryo için ayrı ayrı emirler girip, biri tetiklendiğinde diğerinin otomatik olarak iptal olmasını sağlayabilirsiniz. Bu sayede, piyasanın hangi yöne gideceği belli olmayan durumlarda, her iki senaryoya da hazırlıklı olabilir ve manuel müdahaleye gerek kalmadan işlem yapabilirsiniz.
Risk Yönetimi ve Güvenlik
Forex piyasasında başarılı olmak, sadece kar elde etme potansiyelini anlamaktan ibaret değildir; aynı zamanda potansiyel riskleri yönetme ve sermayenizi koruma becerisini de gerektirir. Bu bölümde, risk yönetimi prensipleri ve piyasada güvenliğinizi sağlamaya yönelik önemli kavramlar açıklanmaktadır.
Risk Yönetimi
Risk yönetimi, Forex piyasasında uzun vadeli başarı için en kritik konulardan biridir. Potansiyel kayıpları sınırlamak ve sermayenizi korumak amacıyla uygulanan stratejiler bütünüdür. Birçok yeni yatırımcı, risk yönetimi prensiplerini göz ardı ettiği için sermayesinin tamamını hızla kaybeder.
Etkili bir risk yönetimi stratejisi şunları içermelidir:
* Pozisyon Boyutu Belirleme: Her işlemde sermayenizin ne kadarını riske atacağınızı belirlemek. Genellikle, tek bir işlemde toplam sermayenin %1-2’sinden fazlasını riske atmamak tavsiye edilir.
* Zarar Durdur (Stop Loss) Kullanımı: Her pozisyonda önceden belirlenmiş bir seviyeye stop loss emri koymak, beklenmedik fiyat hareketlerine karşı sermayenizi korur.
* Kar Al (Take Profit) Kullanımı: Potansiyel karları güvence altına almak için kar al emirleri kullanmak.
* Kaldıraç Kontrolü: Yüksek kaldıraç kullanmaktan kaçınmak ve risk toleransınıza uygun bir kaldıraç oranı seçmek.
* Çeşitlendirme: Tüm sermayeyi tek bir pariteye veya tek bir işlem stratejisine bağlamamak.
* Duygusal Kontrol: Açgözlülük veya korku gibi duyguların işlem kararlarınızı etkilemesine izin vermemek.
Önemli: Risk yönetimi, kazançları garanti etmez ancak kayıpları kontrol altında tutmanıza ve piyasada daha uzun süre kalmanıza yardımcı olur. Her yatırımcının kendi risk toleransına uygun, yazılı bir risk yönetim planına sahip olması ve buna sıkı sıkıya bağlı kalması hayati önem taşır.
Volatilite (Volatility)
Volatilite, bir finansal varlığın fiyatının belirli bir zaman dilimi içinde ne kadar hızlı ve ne kadar büyük ölçüde değiştiğini gösteren bir ölçüttür. Yüksek volatilite, fiyatların hızla yukarı veya aşağı hareket edebileceği anlamına gelir. Düşük volatilite ise fiyatların daha istikrarlı olduğunu ve daha küçük aralıklarda hareket ettiğini gösterir.
Forex piyasasında volatilite, genellikle önemli ekonomik veri açıklamaları (örneğin, ABD tarım dışı istihdam verileri), merkez bankası kararları veya jeopolitik olaylar sırasında artar. Yüksek volatilite, hem büyük kar elde etme hem de büyük zarar etme potansiyelini artırır. Bu nedenle, volatil piyasalarda işlem yaparken daha dikkatli olmak ve risk yönetimi stratejilerini sıkı bir şekilde uygulamak gerekir.
Yeni başlayan yatırımcıların, volatilitenin yüksek olduğu dönemlerde işlem yapmaktan kaçınmaları veya daha küçük pozisyonlarla işlem yapmaları önerilebilir. Düşük volatilite dönemleri ise genellikle daha istikrarlı ve öngörülebilir trendler sunabilir, ancak potansiyel kar fırsatları da daha sınırlı olabilir. Volatiliteyi anlamak, piyasa koşullarını değerlendirmenize ve stratejilerinizi buna göre ayarlamanıza yardımcı olur.
Likidite (Liquidity)
Likidite, bir varlığın piyasa fiyatını önemli ölçüde etkilemeden ne kadar kolay bir şekilde alınıp satılabileceğini ifade eder. Yüksek likiditeye sahip bir piyasadan, büyük miktardaki işlemlerin dahi fiyatı fazla değiştirmeden kolayca gerçekleştirilebildiği anlaşılır. Forex piyasası, günlük trilyonlarca dolarlık işlem hacmiyle dünyanın en likit finansal piyasasıdır.
Forex piyasasının yüksek likiditesi, yatırımcılar için birçok avantaj sunar:
* Dar Spreadler: Yüksek likidite, alış ve satış fiyatları arasındaki farkın (spread) genellikle düşük olmasını sağlar, bu da işlem maliyetlerini düşürür.
* Hızlı Emir Gerçekleşimi: Emirler, genellikle kayma (slippage) olmadan, hızlı ve istenen fiyattan gerçekleştirilir.
* Fiyat İstikrarı: Büyük hacimli işlemler bile fiyatlar üzerinde ani ve büyük dalgalanmalara neden olmaz (normal piyasa koşullarında).
Majör para birimi çiftleri (EUR/USD, USD/JPY gibi) en yüksek likiditeye sahiptir. Egzotik para birimi çiftleri ise daha düşük likiditeye sahip olabilir, bu da daha geniş spreadlere ve potansiyel olarak daha büyük kaymalara yol açabilir. Likidite, bir yatırımcının pozisyonlara kolayca girip çıkabilmesi ve adil piyasa fiyatlarından işlem yapabilmesi için kritik bir faktördür. Dolayısıyla, işlem yapacağınız paritelerin likidite düzeylerini anlamak, işlem planınızın bir parçası olmalıdır.
Demo Hesap
Demo hesap, Forex piyasasına yeni başlayan yatırımcılar için vazgeçilmez bir araçtır. Gerçek para yatırmadan, sanal para ile gerçek piyasa koşullarında işlem yapma imkânı sunar. Bu, yeni başlayanların piyasayı tanıması, işlem platformunu öğrenmesi, farklı stratejileri test etmesi ve risk yönetimi becerilerini geliştirmesi için risksiz bir ortam sağlar.
Demo hesaplar sayesinde:
* Forex piyasasının nasıl işlediğini deneyimleyebilirsiniz.
* Seçtiğiniz aracı kurumun işlem platformunun (MetaTrader 4/5 gibi) özelliklerini keşfedebilirsiniz.
* Çeşitli `forex sözlüğü` terimlerini pratik yaparak pekiştirebilirsiniz.
* Kendi işlem stratejilerinizi geliştirebilir ve bunları risksiz bir şekilde test edebilirsiniz.
* Zarar durdur ve kar al emirleri gibi risk yönetimi araçlarını kullanmayı öğrenebilirsiniz.
Gerçek bir işlem hesabına geçmeden önce en az birkaç hafta veya ay boyunca bir demo hesap üzerinde işlem yapmak, yeni başlayanlar için şiddetle tavsiye edilir. Bu süreç, hem piyasa hakkında gerçekçi beklentiler oluşturmanıza hem de duygusal olarak baskı altında nasıl işlem yapacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır. Demo hesap deneyimi, gerçek sermayenizle işlem yapmadan önce kendinize güven kazanmanız için kritik bir adımdır.
Düzenleme ve Lisanslama
Forex piyasasında işlem yaparken en önemli konulardan biri, çalışacağınız aracı kurumun (broker) güvenilirliği ve düzenlenmiş olup olmadığıdır. Düzenleme ve lisanslama, aracı kurumların belirli standartlara ve yasalara uygun hareket etmesini sağlayan, yatırımcıların haklarını korumayı amaçlayan denetleyici mekanizmalardır. Türkiye’de Forex piyasası, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından düzenlenmektedir.
Düzenlenmiş bir aracı kurumda işlem yapmanın faydaları şunlardır:
* Yatırımcı Koruması: Düzenleyici kurumlar, aracı kurumların yatırımcı fonlarını ayrı hesaplarda tutmasını (segregated accounts) ve belirli sermaye yeterliliklerini sağlamasını zorunlu kılar. Bu, aracı kurumun iflas etmesi durumunda dahi yatırımcı fonlarının güvende olmasını sağlar.
* Şeffaflık: Düzenlenmiş kurumlar, işlem koşulları, komisyonlar, spreadler ve diğer ücretler konusunda şeffaf olmak zorundadır.
* Adil İşlem Ortamı: Manipülatif uygulamaların (örneğin, kayma veya yeniden fiyatlandırma) önüne geçilerek adil bir işlem ortamı sağlanır.
* Şikayet Mekanizması: Herhangi bir anlaşmazlık durumunda, yatırımcıların başvurabileceği bir şikayet ve çözüm mekanizması bulunur.
Türkiye’deki yatırımcılar için SPK’nın düzenlemelerine tabi olan aracı kurumlarla çalışmak büyük önem taşımaktadır. SPK’nın resmi internet sitesini ziyaret ederek lisanslı aracı kurumların listesini kontrol edebilirsiniz. Bu, yatırım güvenliğiniz için atacağınız en önemli adımlardan biridir.
KYC (Müşterini Tanı)
KYC (Know Your Customer – Müşterini Tanı), finansal kurumların, yasa dışı faaliyetleri (kara para aklama, terörün finansmanı gibi) önlemek amacıyla müşterilerinin kimliklerini doğrulamak zorunda olduğu bir süreçtir. Forex aracı kurumları da bu düzenlemelere tabidir ve hesap açılışı sırasında yatırımcılardan kimlik ve adres bilgilerini belgelemelerini isterler.
KYC süreci genellikle şunları gerektirir:
* Kimlik Doğrulama: Nüfus cüzdanı, pasaport veya ehliyet gibi resmi bir kimlik belgesinin kopyası.
* Adres Doğrulama: Son üç aya ait bir fatura (elektrik, su, doğalgaz, internet) veya ikametgâh belgesi gibi adresinizi teyit eden bir belge.
* Bazen Gelir Beyanı: Bazı durumlarda aracı kurumlar, finansal durumunuzu anlamak için gelir beyanı veya banka hesap ekstresi isteyebilir.
KYC süreci, başlangıçta biraz zahmetli görünebilir ancak hem sizin hem de finansal sistemin güvenliği için vazgeçilmezdir. Bu süreç, dolandırıcılığı önlemeye ve yasalara uygun bir işlem ortamı sağlamaya yardımcı olur. Lisanslı ve güvenilir bir aracı kurum, KYC süreçlerini titizlikle uygular. Bu nedenle, KYC talepleri, aracı kurumun düzenlemelere uyduğunu ve güvenilir olduğunu gösteren bir işarettir.
Aracı Kurumlar ve Hesap Tipleri
Forex piyasasında işlem yapabilmeniz için bir aracı kuruma ihtiyacınız vardır. Aracı kurumlar, piyasa ile sizin aranızdaki köprüyü kurar. Bu bölümde, aracı kurumların rolü, farklı hesap tipleri ve işlem platformları hakkında temel bilgiler verilmektedir.
Forex Aracı Kurumu (Broker)
Forex aracı kurumu, bireysel yatırımcıların küresel döviz piyasasına erişmesini sağlayan finansal kuruluştur. Bu kurumlar, yatırımcıların piyasada alım satım emirleri vermesine, fiyat akışlarını takip etmesine ve hesaplarını yönetmesine olanak tanıyan işlem platformları sunar. Aracı kurumlar, spreadler, komisyonlar veya her ikisi üzerinden gelir elde ederler.
Bir Forex aracı kurumu seçerken dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar şunlardır:
* Düzenleme ve Lisanslama: Güvenilir bir düzenleyici kurum tarafından denetlenip denetlenmediği (Türkiye için SPK).
* İşlem Maliyetleri: Spreadler, komisyonlar, gecelik swap ücretleri.
* İşlem Platformu: Kullanım kolaylığı, stabilite, sunulan özellikler (örneğin, MetaTrader 4/5).
* Müşteri Desteği: Hızlı ve etkili müşteri hizmetleri, Türkçe destek.
* Para Yatırma ve Çekme Kolaylığı: Çeşitli ve güvenli ödeme yöntemleri, hızlı işlem süreleri.
* Eğitim Materyalleri: Yeni başlayanlar için sağladığı eğitim kaynakları, demo hesap imkanları.
Doğru aracı kurumu seçmek, Forex yolculuğunuzun en kritik kararlarından biridir. Güvenilir ve ihtiyaçlarınıza uygun bir kurumla çalışmak, sorunsuz ve güvenli bir işlem deneyimi için temeldir. Bu aşamada araştırma yapmak ve farklı kurumları karşılaştırmak için zaman ayırmanız önemlidir.
Hesap Tipleri
Forex aracı kurumları, farklı yatırımcı ihtiyaçlarına ve sermaye büyüklüklerine göre çeşitli hesap tipleri sunar. En yaygın hesap türleri şunlardır:
* Standart Hesap: Genellikle 1 standart lot (100.000 birim) veya daha fazla işlem yapmaya olanak tanıyan, en yaygın hesap türüdür. Daha büyük sermayeli yatırımcılar için uygundur.
* Mini Hesap: 1 mini lot (10.000 birim) büyüklüğünde işlem yapmaya imkan tanır. Daha düşük sermayeli veya riskini sınırlamak isteyen yatırımcılar için idealdir.
* Mikro Hesap: 1 mikro lot (1.000 birim) büyüklüğünde işlem yapmaya olanak sağlar. Yeni başlayanlar ve çok küçük sermayelerle piyasayı denemek isteyenler için uygundur. Bu hesaplar, gerçek parayla risksiz denebilecek seviyede işlem yapma fırsatı sunar.
* Cent Hesap: Bakiyenizin sentler cinsinden gösterildiği hesaplardır. Örneğin, hesabınıza yatırdığınız 10 USD, 1.000 cent olarak görünür. Bu hesaplar, mikro lotlardan bile daha küçük pozisyonlarla işlem yapma imkanı sunarak, piyasayı en düşük riskle deneyimlemek isteyen yeni başlayanlar için oldukça faydalıdır.
* ECN (Electronic Communication Network) Hesap: Genellikle daha düşük spreadler ve komisyon karşılığında piyasaya doğrudan erişim sağlayan bir hesap türüdür. Bu tür hesaplarda, aracı kurum doğrudan bir taraf değildir, sadece emirleri piyasaya iletir. Genellikle daha deneyimli ve yüksek hacimli işlem yapan yatırımcılar tarafından tercih edilir.
* STP (Straight Through Processing) Hesap: Emirlerin otomatik olarak likidite sağlayıcılara iletildiği bir hesap türüdür. ECN’e benzer şekilde, aracı kurum doğrudan piyasa tarafı değildir.
Hesap seçimi yaparken kendi sermayenizi, risk toleransınızı ve işlem stratejinizi göz önünde bulundurmalısınız. Yeni başlayanlar için mikro veya cent hesaplar, piyasaya alışana kadar risksiz bir öğrenme deneyimi sunabilir.
İşlem Platformları
İşlem platformları, Forex piyasasında işlem yapmanızı, piyasa fiyatlarını takip etmenizi, analizler yapmanızı ve hesaplarınızı yönetmenizi sağlayan yazılımlardır. En yaygın ve popüler Forex işlem platformları şunlardır:
* MetaTrader 4 (MT4): Dünya genelinde en yaygın kullanılan Forex işlem platformudur. Kullanıcı dostu arayüzü, güçlü grafik araçları, çok sayıda teknik analiz göstergesi ve otomatik işlem (Expert Advisor – EA) imkanları ile bilinir. Hem masaüstü hem de mobil cihazlarda kullanılabilir.
* MetaTrader 5 (MT5): MT4’ün daha gelişmiş bir versiyonudur. Forex’in yanı sıra hisse senetleri, vadeli işlemler ve opsiyonlar gibi farklı finansal enstrümanlarda işlem yapma imkanı sunar. Daha fazla zaman dilimi, ek analiz araçları ve geliştirilmiş programlama dili (MQL5) ile gelir.
* cTrader: Özellikle ECN hesaplar için tasarlanmış, şeffaflığı ve hızlı emir gerçekleştirmeyi ön planda tutan bir platformdur. Kullanıcı dostu arayüzü, gelişmiş grafik özellikleri ve gelişmiş emir türleri ile dikkat çeker.
Bir işlem platformu seçerken, kullanım kolaylığı, stabilite, aracı kurumunuzun sunduğu entegrasyonlar, mobil uyumluluk ve ihtiyaç duyduğunuz analiz araçlarının bulunup bulunmadığını göz önünde bulundurmalısınız. Çoğu aracı kurum, popüler platformları destekler ve yeni başlayanlar için bu platformların demo versiyonlarını sunar. Platformu tanımak ve tüm özelliklerini öğrenmek, başarılı işlemler yapabilmeniz için önemlidir.
Forex’te Sıkça Karşılaşılan Diğer Terimler
Forex piyasası, kendine özgü terminolojisiyle doludur. Bu bölümde, yukarıda bahsettiklerimizin dışında sıkça karşılaşacağınız ve anlamanız gereken ek terimler açıklanmaktadır. Bu terimler, piyasa yorumlarını anlamanıza ve stratejilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.
Boğa Piyasası (Bull Market) ve Ayı Piyasası (Bear Market)
Bu terimler, finans piyasalarının genel eğilimini veya belirli bir varlığın trendini tanımlamak için kullanılır:
* Boğa Piyasası (Bull Market): Fiyatların yükseliş eğiliminde olduğu bir piyasayı ifade eder. Bu dönemlerde yatırımcı güveni yüksektir, ekonomik büyüme beklentileri pozitiftir ve varlık değerleri artış gösterir. “Boğa” terimi, boğanın boynuzlarını yukarı doğru kaldırmasıyla saldırgan bir şekilde fiyatları yukarı ittiği benzetmesinden gelir. Bir döviz çifti için boğa piyasası, baz para biriminin karşıt para birimine karşı değer kazandığı anlamına gelir.
* Ayı Piyasası (Bear Market): Fiyatların düşüş eğiliminde olduğu bir piyasayı ifade eder. Bu dönemlerde yatırımcı güveni düşüktür, ekonomik durgunluk veya küçülme beklentileri vardır ve varlık değerleri düşüş gösterir. “Ayı” terimi, ayının pençelerini aşağı doğru vurarak fiyatları aşağı çektiği benzetmesinden gelir. Bir döviz çifti için ayı piyasası, baz para biriminin karşıt para birimine karşı değer kaybettiği anlamına gelir.
Forex piyasasında hem boğa hem de ayı piyasalarında işlem yapma imkanı bulunur. Çünkü hem alım (long) hem de satış (short) pozisyonları açarak piyasanın her iki yönünden de kazanç sağlamak mümkündür. Önemli olan, piyasanın hangi yöne doğru eğilim gösterdiğini doğru analiz edebilmektir.
Destek ve Direnç Seviyeleri
Destek ve direnç seviyeleri, teknik analizde en temel ve en önemli kavramlardan biridir. Bu seviyeler, fiyatların belirli bir noktada duraksama veya tersine dönme eğilimi gösterdiği alanları temsil eder.
* Destek Seviyesi: Bir varlığın fiyatının düşüş eğiliminde iken alıcıların devreye girerek düşüşü durdurduğu ve fiyatın yeniden yükselmeye başladığı bir fiyat seviyesidir. Geçmişte fiyatın birkaç kez bu seviyeden yukarı döndüğü gözlemlenir. Destek seviyeleri, genellikle alım pozisyonlarına girmek için potansiyel fırsatlar sunar.
* Direnç Seviyesi: Bir varlığın fiyatının yükseliş eğiliminde iken satıcıların devreye girerek yükselişi durdurduğu ve fiyatın yeniden düşmeye başladığı bir fiyat seviyesidir. Geçmişte fiyatın birkaç kez bu seviyeden aşağı döndüğü gözlemlenir. Direnç seviyeleri, genellikle satış pozisyonlarına girmek veya mevcut alım pozisyonlarını kapatmak için potansiyel fırsatlar sunar.
Bu seviyeler, piyasa psikolojisini ve arz-talep dinamiklerini yansıtır. Yatırımcılar, destek ve direnç seviyelerini kullanarak potansiyel giriş ve çıkış noktalarını belirler, zarar durdur ve kar al emirlerini yerleştirirler. Bu seviyelerin kırılması (geçilmesi) durumunda, genellikle yeni bir trendin başlangıcı veya mevcut trendin devamı sinyali olarak yorumlanır.
Haber Ticareti (News Trading)
Haber ticareti, önemli ekonomik veri açıklamaları, merkez bankası kararları, siyasi gelişmeler veya jeopolitik olaylar gibi piyasa hareketlerini tetikleyebilecek haberler üzerine kurulu bir işlem stratejisidir. Bu tür haberler, piyasada ani ve büyük fiyat dalgalanmalarına (yüksek volatilite) neden olabilir.
Haber ticareti yaparken dikkat edilmesi gerekenler:
* Ekonomik Takvim Takibi: Önemli haberlerin ne zaman açıklanacağını takip etmek için bir ekonomik takvim kullanmak.
* Hızlı Tepki Verme: Haber açıklandığında piyasa çok hızlı hareket edebilir, bu nedenle anlık kararlar verme ve hızlı emir girişi yapma yeteneği gerektirir.
* Yüksek Risk: Haber ticareti, yüksek risk içerir çünkü piyasa beklentilerin tersine hareket edebilir veya haberin etkisi beklenenden farklı olabilir. Kayma (slippage) riski de bu dönemlerde artar.
* Spread Genişlemesi: Haber açıklamaları sırasında aracı kurumlar, artan volatilite nedeniyle spreadleri geçici olarak genişletebilir, bu da işlem maliyetlerini artırır.
Yeni başlayan yatırımcılar için haber ticareti, yüksek riskleri nedeniyle genellikle tavsiye edilmez. Ancak deneyimli yatırımcılar, doğru analiz ve sağlam bir risk yönetimiyle bu dalgalanmalardan faydalanmaya çalışabilirler. Bu tür `forex sözlüğü` terimleri, piyasa haberlerini takip etmenin önemini vurgular.
Slippage (Kayma)
Slippage (kayma), bir emrin, talep edilen fiyattan farklı bir fiyattan gerçekleşmesi durumudur. Bu durum, özellikle piyasa emirlerinde veya stop emirlerinde, piyasanın çok hızlı hareket ettiği, volatil olduğu veya likiditenin düşük olduğu anlarda ortaya çıkar.
Kayma genellikle iki durumda görülür:
* Yüksek Volatilite: Önemli haber açıklamaları veya büyük piyasa olayları sırasında fiyatlar o kadar hızlı değişebilir ki, emriniz sunulan fiyattan farklı bir fiyattan gerçekleşir.
* Düşük Likidite: Piyasanın sakin olduğu, işlem hacminin düşük olduğu zamanlarda veya egzotik para birimi çiftlerinde, emrinizi karşılayacak yeterli sayıda karşı taraf olmayabilir, bu da kaymaya yol açar.
Pozitif kayma (daha iyi bir fiyattan gerçekleşme) ve negatif kayma (daha kötü bir fiyattan gerçekleşme) olmak üzere iki türü vardır. Genellikle yatırımcılar için negatif kayma daha endişe vericidir, çünkü bu, planlanandan daha fazla kayıp veya daha az kar anlamına gelebilir. Kaymayı minimize etmek için limit emirleri kullanmak veya volatilite yüksekken işlem yapmaktan kaçınmak gibi stratejiler izlenebilir.
Pozisyon Boyutu (Position Sizing)
Pozisyon boyutu, her bir işlemde ne kadar para birimi birimi (veya lot) ile işlem yapacağınızı belirleme sürecidir. Bu, risk yönetiminin en temel ve en önemli unsurlarından biridir. Doğru pozisyon boyutu belirlemek, tek bir işlemden kaynaklanabilecek potansiyel zararı, toplam sermayenizin belirli bir yüzdesiyle sınırlamanızı sağlar.
Pozisyon boyutu hesaplaması genellikle şu faktörlere dayanır:
* Hesap Bakiyeniz: Toplam işlem yapabileceğiniz sermayeniz.
* Risk Toleransınız: Tek bir işlemde ne kadar kaybetmeyi göze alabileceğiniz (genellikle sermayenin %1-2’si).
* Zarar Durdur Seviyeniz: Giriş noktanız ile zarar durdur noktanız arasındaki pip cinsinden mesafe.
Örneğin, 10.000 USD bakiyeniz var ve tek bir işlemde %1 (100 USD) risk almak istiyorsunuz. Eğer belirlediğiniz zarar durdur seviyesi 20 pips ise, pozisyon boyutunuzu bu 100 USD’lik riski ve 20 pips’lik mesafeyi karşılayacak şekilde ayarlarsınız. Bu, mikro veya mini lot büyüklüklerinin belirlenmesinde kilit bir adımdır. Doğru pozisyon boyutu, sermayenizi korumanın ve uzun vadede piyasada kalıcılığınızı sağlamanın temelidir.
Günlük İşlem (Day Trading) / Scalping / Swing Trading
Forex piyasasında farklı işlem stilleri ve zaman dilimleri bulunur. Bunlar, yatırımcıların işlem sıklığını ve pozisyon tutma sürelerini belirler:
* Günlük İşlem (Day Trading): İşlemlerin aynı işlem günü içinde açılıp kapatıldığı stratejidir. Pozisyonlar gecelik olarak açık tutulmaz. Amaç, gün içi fiyat dalgalanmalarından faydalanmaktır. Günlük işlemciler, genellikle 15 dakikalık, 30 dakikalık veya 1 saatlik grafiklerde analiz yaparlar.
* Scalping: En kısa vadeli işlem stilidir. Amaç, çok küçük fiyat hareketlerinden (birkaç pip) hızlıca kar elde etmektir. Scalping yapan yatırımcılar, saniyelerden dakikalara kadar pozisyonlarını açık tutar ve genellikle 1 dakikalık veya 5 dakikalık grafiklerde işlem yaparlar. Yüksek işlem hacmi ve çok dar spreadler gerektirir.
* Swing Trading: Pozisyonların birkaç günden birkaç haftaya kadar açık tutulduğu bir stratejidir. Amaç, orta vadeli fiyat dalgalanmalarını (swing’leri) yakalamaktır. Swing işlemciler, genellikle 4 saatlik, günlük veya haftalık grafiklerde analiz yaparlar. Daha az işlem sıklığına ve daha büyük kar hedeflerine sahiptirler.
Bu işlem stilleri, yatırımcının zaman ayırma kapasitesi, risk toleransı ve kişilik özelliklerine göre değişir. Yeni başlayanların, daha sakin ve orta vadeli stratejilerle (swing trading) başlamaları, piyasayı daha iyi anlamalarına ve ani kararlar almaktan kaçınmalarına yardımcı olabilir.
Açıklama: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) aldığı faiz kararları veya küresel piyasaları etkileyen ekonomik veriler, döviz kurlarında anlık ve önemli hareketlenmelere neden olabilir. Bu tür haberlerin piyasalar üzerindeki potansiyel etkisini anlamak için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın resmi web sitesini ziyaret ederek ekonomik gelişmeleri takip edebilirsiniz.
Bu geniş `forex sözlüğü`, Forex piyasasına adım atan her yeni başlayan bireysel yatırımcının bilmesi gereken temel kavramları açıklamaktadır. Bu terimleri anlamak, piyasayı daha doğru yorumlamanıza, bilinçli kararlar almanıza ve risklerinizi etkin bir şekilde yönetmenize olanak tanıyacaktır. Unutmayın, Forex piyasasında başarı, sürekli öğrenme, disiplin ve pratik yapma ile mümkündür. Bilginizi taze tutarak ve demo hesaplarda deneyim kazanarak, piyasanın sunduğu fırsatları daha güvenli bir şekilde değerlendirebilirsiniz. Yatırım yolculuğunuzda daima sabırlı ve temkinli olmanız, uzun vadeli başarı için anahtar olacaktır.